HAYAL GÜCÜ GELİŞEN ÇOCUK ZORLUKLARI DAHA KOLAY AŞIYOR

ŞU BİR GERÇEK Kİ, ÇOCUKLARIN BİZ YETİŞKİNLERDEN DAHA BAŞARILI OLDUĞU BAZI ALANLAR VAR. BUNLARDAN BİRİ DE “HAYAL KURMAK”… YAŞ İLERLEDİKÇE HAYAL KURMANIN SANKİ İYİ BİR ŞEY OLMADIĞINI DÜŞÜNMEYE BAŞLAMAMIZIN NEDENİNİ BİLMİYORUZ AMA GERÇEK OLAN; ÇOCUKLARIN HAYAL DÜNYASININ ZENGİNLİĞİNİN, ONLARIN GELİŞİMLERİNİ DESTEKLEDİĞİ GİBİ GELECEKTE KARŞILAŞACAKLARI PROBLEMLERE DAHA KOLAY ÇÖZÜM BULMALARINI DA SAĞLAMASI. PSİ GELİŞİM EĞİTİM ARAŞTIRMA MERKEZİ’NDEN UZMAN PSİKOLOG BENGİ KESKİN İLE YAPTIĞIMIZ BU SÖYLEŞİ, ÇOCUĞUNUZUN HAYAL GÜCÜNÜ NASIL DESTEKLEYECEĞİNİZ KONUSUNDA SİZE YOL GÖSTERECEK…

Bir çocuk hayal kurabilmeye kaç yaşında başlar? Bu durum çocuğun mental gelişimi açısından önemli bir dönemeç midir?

Çocuklarda, hayal gücü ve yaratıcılığın ortaya çıkışı ile oyun gelişimi paralel olarak ilerler. Bebeklikten ilk iki yıla kadar geçen süre içinde, çocuklar yoğun bir enerji ile hareket etme odaklı oyunlar oynarlar. Hareketli oyuncakların peşinden emekleme, mama sandalyesinden tekrar tekrar oyuncak atma, yüksek yerlere tırmanma, parmak uçlarında koşma, yerde dönme ve bunun gibi harekete dayalı oyunlar yaşamın ilk iki yılında sıkça gözlemlenir... Yaşamın ilk iki yılında ağırlıklı olarak gözlemlenen hareket odaklı oyunlar, soyut/sembolik düşünme becerisinin gelişmeye başlaması ile birlikte yerini hayali oyunlara bırakmaya başlar. İlk hayali oyunlar ise, 2-3 yaş civarında, zihinsel ve dil gelişiminin belli bir olgunluğa gelmesi ile başlar.Genellikle bu hayali oyunların ilk örnekleri çocuğun ya da çevresindekilerin günlük hayattaki rutinlerini taklit etmeye dayanır.İlk hayali oyun örneklerinde, çocuklarımızın bir bebeğe mama yediriyormuş gibi, su içiriyormuş gibi ya da telefonda birisiyle konuşuyormuş gibi yaptıklarını gözlemleriz. Bu nedenledir ki sembolik oyunlar yetişkinlerin günlük dilinde ‘gibi gibi’ ya da ‘-mış gibi’ oyunlar olarak da tanımlanır.

Hayal kurmak, çocukların dünyasına ne kazandırır?

Hayali oyunlar oynayan çocukların oyun içinde ne kadar keyifli ve neşeli olduklarını sıkça gözlemleriz. Bunun sebebi, keyif alınarak gerçekleştirilen bir aktivite sırasında insan beyninin endorfin denilen bir hormon salgılamasıdır.Bu hormon insanların ruh hallerine de etki ederek, belirgin bir mutluluk hissi sağlar. Ayrıca, çocuklar kendilerine oyun oynama ve hayal etme fırsatları sağlandığı sürece hayal gücü ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirebilirler. Yaratıcı oyunlar çocukların hayal gücünü adeta ateşler, iç dünyaları (duyguları) ve dış dünyayla ilgili algılarını ifade etmeye, başka kişilerin hayatlarını hayal etmeye, farklı durumlar ile ilgili çözüm üretmeye ve yeni bir şey yaratmaya teşvik eder. Hayal gücünü, çoğunlukla bir şey yaratmak ya da bir problemi çözmek üzere kullanırız. Sağlıklı hayal gücü sayesinde, bir problem karşısında zihnimiz problemi inceler ve mantıklı, işe yarar bir sonuca varır. Çocuklarımız da hayali oyunlar sırasında, hayal güçlerini bu şekilde kullanırlar. Yaratıcı, hayali oyunlar oynama fırsatı verilen çocukların gelecekte, gerçek hayattaki problemlere de daha yaratıcı ve etkin çözümler buldukları ortaya konmuştur. Hayal gücü aynı zamanda merak duygusunu da geliştirir. Hayal eden ve merak eden çocuklar ise hayatla ilgili daha fazla soru soran ve dolayısıyla daha fazla bilgi edinen bireyler olurlar. Serbest oyun zamanları kadar, çocukların çeşitli malzemeler kullanarak elleriyle oynadıkları, sonunda ise yepyeni bir ürün yarattıkları oyunlar da hayal gücünü ve yaratıcılığı en çok destekleyen oyunlardandır.

İster küp veya lego parçaları olsun, ister kırtasiye malzemeleri ya da basit bir hamur, çocukların zihinlerinde hayal ettiklerini yaratmak için her nesne bir araç olabilir. Bu yaratıcı aktivitelerde ise eller ve parmaklar aktif olarak çalışır ve çocukların ince-motor becerileri ile el-göz koordinasyonları hiçbir aktivitede olmadığı kadar gelişir. Bunların dışında hayali, yaratıcı oyunlar sırasında çocuklar çoğu zaman son derece aktiftirler. Koşar, zıplar, hayal ettikleri karakteri adeta hareketleriyle canlandırırlar. Bu oyunlardaki yüksek aktivite düzeyi çocukların fiziksel sağlığını destekleme, onlara kuvvet ve dayanıklılık kazandırma açısından olumlu etkilere sahiptir.

Hayal ile gerçek arasındaki çizgiyi belirleme konusunda aileler çocuklarının davranışlarını ve anlattıklarını nasıl gözlemlemeli ve hangi durumlarda müdahale etmeli ve/veya bir uzmana danışmalılar?

Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar çok fazla hayal kurmaya dayalı oyunlar oynayabilirler ya da zihinlerinde hayali karakterler yaratabilirler. Bazı çocukların hayali arkadaşlarının sosyalleşme, arkadaş edinme ihtiyacı hayali karakterlerin oluşmasında bir etkendir. Bu durum çocuğun okul öncesi kuruma başlaması ve sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanmasıyla yavaş yavaş kaybolur. Bazı çocuklar ise, gerçek hayatta yaşadıkları bazı zorlanmalardan ve arkadaş ilişkisi kurma ya da sürdürme ile ilgili güçlüklerinden ötürü hayali bir karakter yaratabilirler. Bu onlara yönetebildikleri, istedikleri gibi değiştirebildikleri ve böylece duygusal ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bir alan yaratır. Anne-babaların çocukların oyunlarını ve söylemlerini takip etmeleri önemlidir. Eğer hayal oyunları ve hayali arkadaşlar, çocuğun gerçek dış dünya ile bağ kurmasını, gerçek hayat olaylarından zevk almasını, sorumluluk ve görevlerini yerine getirmesini engelliyor ve/veya yalnızlaşmasına neden oluyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Bir çocuk hayal kurduğunda, bu hayali ile onu eleştirmek, yermek, “bunun gerçekleşmesi çok zor bir hayal olduğunu” söylemek, çocuğa ne hissettirir ve ne düşündürür?

Çocukların hayalleri iç dünyalarına açılan kapılardır ve yetişkinlere onların düşünceleri, istekleri, duyguları ile ilgili fazlasıyla fikir verir. Çocuklar oyunda hayallerini ortaya koydukları zaman ya da sözel yolla anne-babalarına hayallerinden bahsettiklerinde, anne-babanın bu hayallerin gerçekleşmesi zor hayaller olduğunu ya da gerçekleşemeyeceğini ima etmeleri çocukların anne-babalarına duygu ve düşüncelerini açmaktan çekinmelerine yol açabilir. Hayal kırıklığı yaşamalarına neden olabilir ve kendi iç dünyalarına ait hayaller kurmaktansa anne-babalarının arzu ettiği ya da onay verdiği hayaller kurma yoluna itebilir.   

Çocuğunuzun hayal gücünü nasıl destekleyebilirsiniz?

‘Serbest oyun’a ve ‘açık uçlu’ aktivitelere zaman ayırın. Günümüzde, anne-babalar çocukları ile birlikte geçirdikleri vakitleri yapılandırma ve eğitim fırsatları olarak değerlendirme eğilimindeler. Öte yandan, eğitici ve yararlı olmakla birlikte bu eğitici aktiviteler çocukların yaratıcı düşüncelerini geliştiren aktiviteler değildir. Buna karşın, 2-3 yaştan itibaren serbest oyuna zaman ayırmak; hamur, boya kalemleri, küpler ve pek çok çeşitli materyaller ile çocuklarımızla önceden planlanmamış herhangi bir şey yaratmak; yani çocuklarımıza ‘açık uçlu’ aktiviteler sunmak yaratıcılığı besleyen bir oyun şeklidir.

Herhangi bir şey ‘oyuncak’ olabilir

Günümüzde oyuncak her kesimden insanın rahatça edinebileceği kadar ulaşılabilir ve çeşitlidir. Öyle ki, çoğu zaman anne-babalar evdeki oyuncak yığını ile ne yapacaklarını bilemezler. Oysa bir çocuğun sahip olduğu oyuncak sayısı, o çocuğun oyun oynama ve hayal gücü becerisi ile doğru orantılı değildir. Çünkü, aslında ille de çocuklar çevredeki herhangi bir şeyi oyuncak olarak kullanabilirler. Bu oyuncağın illa, renkli, parlak, sapasağlam, dahası oyunda hayal edilen eşyayı birebir karşılayan bir araç olmasına gerek yoktur. Bu nedenle, anne-babaların zaman zaman aslında oyuncak olmayan şeyleri de oyuna katmaları ve çocuklarını hayal etmeye teşvik etmeleri (“Ne dersin, bu tahta sopayı oyunumuzda nasıl kullanabiliriz?”), ayrıca farklı mekânlarda oynamak için çocuklarını desteklemeleri (“Haydi bugün kendimize çatıda bir oyun kuralım, ne dersin?”) hayal gücünü ateşleyebilecek etkiye sahiptir.

‘Sonuç odaklı’ değil, ‘süreç odaklı’ oyun oynayın

Elbette sağlıklı bir miktar rekabet duygusu başarıyı destekler. Fakat çocuklar yaşıtları ile birlikteyken, okul ya da başka ortamlarda yeterince rekabet duygusu, kazanma ve kaybetmeye yönelik deneyim edinirler. Bu nedenle, evde yaratıcılığa dayanan oyun ve aktivitelerinizin ‘başarı’ ve ‘sonuç’ odaklı olmamasına özen gösterin. Çocuğunuzla oynarken gerçekten keyifli vakit geçirdiğinizi belli etmek, bir aktivite sonunda yarattığınız ürün ile ilgili başarı odaklı yorumlar (“Aferin, başardın!”) yapmak ya da fazla eleştirel olmak yerine (“Senin kuşunun gagası yok mu? Hiç gagasız kuş olur mu?”), süreci ve çabasını öven yorumlar yapmak (“Ne güzel uğraşıyorsun civcivini bitirmek için!”), hayal ettiğini anlatması için ona fırsat vermek (“Ne güzel bir civciv bu, haydi anlat bana bu civciv nasıl bir civciv?”) çocuklara yaratıcı oyunlarda zevk alma ve performans kaygısı yaşamadan hayal etme cesareti verir.

ÇOCUĞUNUZA SÖZ HAKKI VE SEÇME FIRSATI VERİN

Problem çözme konusunda inisiyatif verilen çocuklar, problem çözme becerileri daha fazla gelişmiş olan çocuklardır. Günlük hayatta karşılaştıkları zorluklarda, çocuklarımız için refleks olarak çözüm üretmek yerine, önce çözümün kendilerinden çıkmasına teşvik etmek yaratıcı düşüncenin gelişimini destekler. Pürüzlü bir zemin üzerinde küplerden kule yapmaya çalışan ama sağlam bir kule yapamayan 3 yaşındaki çocuğunuza “Haydi küpleri masaya getir burada yap” demek yerine, “Kulen devrilip duruyor, devrilmemesi için ne yapmalısın? Ne dersin?” sorusunu yöneltmek sizin de o an aklınıza gelmeyen bir çözüm üretmesini sağlayabilir.

Zaman zaman  rutinin dışına çıkın

Çocuğunuz ve sizin için rutin ya da sıkıcı olabilecek aktivitelere biraz heyecan getirin. Çocuklarını okula arabayla bırakan anne-babalar için trafik son derece can sıkıcı bir durumdur. Oysa, birlikte geçirilen vakit sevilen şarkıları dinleyip söyleyerek ya da çeşitli hayal oyunları oynayarak (“Madem arabadayız, dedektifçilik oyunu oynamaya ne dersin?”) keyifli hale getirilebilir. Bu durum hem çocuğunuza hayal kurma fırsatı verecek, hem de sıkıcı durumlarda yaratıcı çözümler bulma konusunda ona örnek olmanızı sağlayacaktır. Ayrıca, günlük akış içinde rutinleriniz olsa da  bazen işlerin sırasının değişebileceğini ya da bir işi farklı yollardan yapmanın yolları olduğunu çocuğunuza gösterin.