Pınar Karşıyaka basketbol takımının başarılı oyuncularından Kerem Gönlüm’ün eşi Elif Gönlüm, oldukça aktif bir anne. İki oğluyla zaman geçirmeyi çok sevdiğini söyleyen Gönlüm, onları “dürüstlük, paylaşım, kararlılık” gibi değerlerle büyütüyor. Elif Gönlüm bir eş ve anne olarak arta kalan zamanlarında ise kitap yazıyor, fotoğraf çekiyor ve sporunu hiç ihmal etmiyor.
“Benim 3 erkek çocuğum var” demişsiniz bir söyleşinizde… “Hiç kolay değildir” demeden duramıyor insan… Bir anne ve eş olarak bir gününüz nasıl geçiyor?
Evet, evde 2 erkek çocuğu, 1 sporcu derken ilgi ve alaka sınırlarını aşabiliyorum. Güne çok şey sığdırabiliyorum. Keremcan’ı her sabah 07.00’de okula kendi ellerimle hazırlar ve öpücüğünü verir, uğurlarım. Sonra küçük oğlumla kahvaltı ve oyun saatimiz oluyor. Sonrasında kendi sporumu ve günlük işlerimi hallederim. Evin dışında da aktif bir sosyal hayatım ve kişisel gelişim aktivitelerim olduğu için zamanımı planlı ve iyi değerlendiririm. Kerem bu sene İzmir’de olduğu için bir ayağımız da orda. Fırsat buldukça tatillerini değerlendiriyoruz ailece. Bunun dışında akşam yemeklerini genellikle evde ailece yeriz. Keremcan’ın ödevlerine yardım ettiğim günler de oluyor. Çocuklar uyuduktan sonra kendime yazılarım için vakit ayırabiliyorum; bu da akşam 9-10’dan sonra oluyor.
Dünya tatlısı iki oğlunuz var; Keremcan ve Kerem Alp. Çocuklarınızı nasıl yetiştirmeyi hedefliyorsunuz, onları büyütürken öncelikleriniz neler oluyor?
Çok teşekkür ederim. Çocuklarımla özel vakit geçirmeyi inanılmaz seviyorum. Sadece onlar için değil, kendim için de tarifsiz bir huzur bu. Bana meditasyon gibi oluyor. Keremcan ve Kerem Alp 5 yaş arayla büyüyorlar. İkisinin de ilgi alanları farklı; bu sebeple keyif alacakları aktivitelerle onlara öğretme yolunu seçiyorum. Aile olgusunun ve sıcaklığının onlar için önemli olduğunu biliyorum ve dolayısıyla duygusal zeka gelişimleri için hep aile planları yapıyorum. Aile büyükleriyle büyümelerine özen gösteriyorum. Dürüstlük, paylaşım ve kararlılık onlar için önemsediğim değerlerin başında geliyor.
Hamilelik dönemlerinizi nasıl geçirdiniz? Hamileyken nelere dikkat ettiniz?
Hamileliklerimde sağlığıma ve ruh dinginliğime önem verdim. Kilo takıntım olmadı, gönlümce yedim, her ikisinin de tadını çıkardım. Aktif bir hamileydim. Bu yüzden de normal doğum yapabildim. İki hamilelik de farklılık gösterebiliyor. Bende de öyle oldu. Keremcan’da daha heyecanlı bir hamilelik geçirdim; Alp’te ise daha sakin bir hamileydim.
İkinci kez anne olmak ilkinden farklı mıydı? Neler değişti hayatınızda?
Fiziksel olarak aynı değişimler oldu. İlkinde 27, ikincisinde 30 kilo alarak girdim doğuma. İkincideki fark şu oldu; daha önce yaşadığım bir duygu ve tecrübe olduğu için daha farkında ve bilinçli bir hamilelik dönemiydi. İlkinden tecrübeli olduğum için daha rahattım ve Alp, Keremcan’a göre de rahat büyüdü. İlk çocuklarda daha müşkülpesent olunuyor. İki çocuk sorumluluğuna rağmen geniş bir aile olmak eğlenceli ve daha bir aile olmamızı sağladı. İki kez annelik duygusunu tatmış olduğum için “Şükür” diyorum.
Nasıl bir annesiniz? Kendinizi nasıl tarif edersiniz?
Eğlenceli ve anlayışlı bir anneyim. Çocuklarım arasındaki her şeyi sevgiyle çözebiliyorum.
Kendinize kalan zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Kendime çok az zaman kalsa da yine de hobilerimi gerçekleştiriyorum. Yazılarımı yazıyorum, fotoğraf çekiyorum, seyahat ediyorum, kickboks yapıyorum ve kişisel gelişim seminerlerimi aksatmıyorum. Bol bol nefes terapileri yapıyorum. Sevdiklerime mutlaka zaman ayırıyorum.
Kitap yayınlamayı düşünüyorsunuz... Bize bu projenizden biraz bahsedebilir misiniz?
Kitap için şu an yazılarımı yazıyorum ve çalışmalarımı yapıyorum. Sürpriz olsun.