TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI BASKETBOL OYUNCULARINDAN BİRİ OLAN UFUK SARICA, KARİYERİNE PINAR KARŞIYAKA BASKETBOL KULÜBÜ BAŞANTRENÖRÜ OLARAK DEVAM EDİYOR. TAKIM BAŞARILI İLERLEYİŞİNE DEVAM EDERKEN BİZ DE SARICA İLE ÇOCUKLARI VE SPOR HAKKINDA BİR SÖYLEŞİ YAPTIK. TECRÜBELİ BASKETBOL ADAMININ ÖĞÜTLERİ ANNE BABALARIN YOLUNU AYDINLATACAK…
Bize biraz çocukluğunuzdan ve spora başlama hikâyenizden bahseder misiniz?
Spora 11 yaşında başladım, küçükken de basketbolu çok seviyordum ve bu konuda babam bana destek oldu. Babamla birlikte sabahları basketbol oynamaya giderdik. Daha sonra bunu bir spor kulübünde sürdürmeye karar verdik ve çok kısa bir dönem, yaklaşık 5-6 ay kadar Eczacıbaşı spor okuluna gittim. Ama esas olarak 11 yaşında, aynı yılın yaz aylarında Efes Basketbol akımında basketbol hayatıma başladım ve devamında da uzun seneler bu kulüpte spor hayatımı sürdürdüm. Sonuç itibarıyla mutlu bir çocukluğum vardı ve spora çok düşkündüm, ailem de beni bu konuda destekliyordu.
Basketbol aynı zamanda bir takım sporu… Belki profesyonel spor hayatına devam etmeseler bile, bir çocuğun sportif faaliyetlerde bulunmasının ona neler kazandıracağını düşünüyorsunuz? Özellikle basketbol gibi bir takım sporunu ele alacak olursanız…
Elbette basketbol bir takım oyunu ve takım sporu. Bir kere burada anne ve babaların en çok dikkat etmeleri gereken nokta, çocuklarını spora yönlendirirken kesinlikle bunun sonunda profesyonel sporcu olarak hayata devam etmeleri konusunda onlara fazla ısrarcı olmamaları. Profesyonel sporcu olmak uzun yıllar sürecek bir çalışma gerektiriyor, çocuğu bu beklenti ile strese sokmamalarını öneririm. Spor yapan, hele hele takım sporu yapan bir çocuk paylaşmayı, takım oyununu, birlik ve beraberlik içerisinde nasıl davranıldığını, disiplini, belli kararları alabilmeyi öğrenir ve özgüven kazanır. Bunların yanında, eğer çocuğun profesyonel spor hayatına devam etme şansı olursa, o zaman devam eder.
Biraz da ailenizden bahsetmenizi istesek…
İki oğlum var. Küçük olan Efe Sarıca, 2002 doğumlu. Büyük olan Boray Sarıca 1999 doğumlu. İkisi de basketbola çok düşkün, biri şu an bir takımda oynamıyor, bireysele döktü işi, spor yapıyor. Efe ise henüz yeni başladı takım sporuna, Darüşşafaka’da basketbol oynuyor. Kendime göre iyi bir baba olduğumu düşünüyorum. Elbette özellikle yaşantım göz önüne alınırsa, yoğun çalıştığım için çocuklarımdan uzak kaldığım zamanlar, belki yapamadığım şeyler oluyor. Onlarla kaliteli zaman geçirmeye özen gösteriyorum, iyi bir iletişim kurmaya çalışıyorum. Sonuçta birbirimize olan bağlantımız doğru olursa eğer, bir şeyler kötü bile gitse, yanlış bile olsa değiştirebileceğimize inanıyorum, bu yüzden aramızdaki bağın devamlılığı önemli bence.
Çocuklarınızla neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Onlarla gezmekten ve onların sevdiği şeyleri yapmaktan keyif alıyorum. Evdeysek Playstation veya ailece oynanabilecek diğer oyunları oynuyoruz. Beraber maç seyretmeyi, maça gitmeyi de hepimiz çok seviyoruz.
Çocuklarınızın beslenmesinde eşinizle nelere dikkat edersiniz?
Bu konuyla eşim benden daha ilgili. Bence çok başarılı bir annedir. Çocuklara balık yemeyi küçük yaşta sevdirdik. Kahvaltı konusunda da hassasız. Süt içmeyi seviyorlar, ben de 14-15 yaşıma kadar oldukça fazla süt içmişimdir.
Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’nın başantrenörüsünüz… Takım nasıl gidiyor, yakın ve uzun vadeli hedefleriniz neler?
Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı bu sene tarihi dönemlerinden birini yaşıyor; son üç senede bir önceki yılın üzerine ekleyerek çok iyi başarılara imza attık. Ben bundan bir koç olarak gurur duyuyorum. Üç senede kazandığımız iki kupa, bir de Avrupa finali var. Bu sene özellikle Euro Cup’ta hedeflerimizi yükseltmiş durumdayız ve o hedefleri geçtik. Daha da ileriye gidebilmeyi umut ediyoruz. Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’nın mutlaka Euro League’e dâhil olması lazım, benim de en büyük arzum, en büyük hedefim bu…
Yaşar Holding ve Pınar’ın spora verdiği desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaşar Holding ve Pınar, yıllardır İzmir’de bu konuda öncü, lokomotif olmuş durumdalar. Pınar’ın çocuklar için birçok ürünü var, bunu basketbolla birlikte düşündüğümde sağlıklı nesiller yetiştirmek adına markanın çok emek verdiğini söyleyebilirim. Ben Yaşar Holding’e spora hem bugüne kadar verdikleri hem de bundan sonra verecekleri destek için teşekkür ederim. Bunu basketbola yaptıkları için de kendi adıma ayrıca teşekkür ederim.