HAREKET ALANI VE ZAMANI KISITLANAN ÇOCUKLAR, YANLIŞ BESLENME ALIŞKANLIKLARI EDİNMELERİ SONUCU GELECEKTE SAĞLIKLARINI DA TEHDİT EDECEK BİR DURUMLA, OBEZİTEYLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİYORLAR. ÇOCUKLARI ADINA HER ŞEYİN EN İYİSİNİ İSTEYEN ANNE VE BABALAR İÇİN ONLARI OBEZİTEDEN KORUYACAK ÖNLEMLERİ, AMERİKAN HASTANESİ’NDEN ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI DOÇ. DR. SİNAN MAHİR KAYIRAN İLE KONUŞTUK…
Yemek yiyen çocukları toplum olarak çok seviyoruz. Yemeyen çocuklar ise hep şikâyet sebebi… “Bak kardeş nasıl da yiyor” diye örnek gösterilen çocukların bazıları obez olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor. En önemlisi ve doğrusu, çocuğun sağlıklı ve dengeli beslenmesi ile hareketli bir yaşam tarzına sahip olması… Çocuklarınızın yaşına göre ideal gelişmesi ve obeziteden korunması için yapabileceklerinizi, fazla kiloları varsa bununla nasıl başedeceğinizi Amerikan Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sinan Mahir Kayıran’dan dinledik… Evet, anne ve babalar, sorumluluk yine sizde…
Çocuklarda obezite tanımı ile söze başlayabiliriz… Bir çocuğun yaşına göre kilolu yani obez olmasını hangi faktörler hızlandırıyor?
Obezite (şişmanlık), Dünya Sağlık Örgütü tarafından, sağlığımızı bozacak şekilde vücut dokularında anormal ve aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Tüm dünyada ve ülkemizde obezitenin önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini söylemek mümkün. Çocukların yaklaşık dörtte biri aşırı kilolu veya obez. Kız çocuklarında erkeklere göre bu oranın biraz daha fazla olduğunu görüyoruz.
Obezite yaşamın ilk yılında yani bebeklik döneminde, 5-6 yaş ve ergenlik dönemlerinde artış gösteriyor. Diğer yandan erişkin yaşlardaki obezite olgularının yüzde 30 kadarında başlangıcın çocukluk çağına dayandığı biliniyor. Düşük ya da iri doğum ağırlıklı bebeklerin çocukluk ve erişkin dönemde obez olma riskleri ise yüksek. Yani erişkin çağdaki obezitenin temelleri bebeklik çağında atılmaya başlanabileceği için, bebek beslenmesi bu yönüyle de çok önemli.
Peki, başka neler çocuklarda obezite riskini artırıyor?
Bunları, düşük doğum ağırlığı, ilk yıllarda hızlı ağırlık artışı ve yüksek protein alımı olarak sıralayabilirim. Diğer taraftan anne sütü ile herhangi bir süre beslenmiş bebeklerde ileride obezite riski düşükken, bu risk anne sütü alma süresi ile ters orantılı olarak azalıyor.
Bu anlamda obezite için en kolay koruyucu tedbir 6 ay sadece anne sütü ile beslenme ve anne sütünün olabildiğince uzun süreli verilmesi. Ek gıdalara erken ya da geç başlanmasının obezite gelişimi üzerine etkisi kesin değil, ancak erken tamamlayıcı beslenme ile birlikte hızlı kilo alımının bir risk oluşturabileceğini düşünüyoruz. Çocukluk döneminde obeziteyi etkileyen nedenler arasında ailesel, genetik, çevresel, hastalık, elektronik medya (TV, bilgisayar, akıllı telefonlar, tablet vb.), fiziksel aktivite yetersizliği ve psikolojik faktörleri de sayıyoruz elbette…
Annesi ve babası obez olan çocukların da obez olma olasılığı diğer çocuklara göre fazla mıdır? Bunun sebebi nedir? Sadece beslenme alışkanlıkları mı etkili, yoksa genetik faktörler de bu süreçte rol oynar mı?
Evet, ebeveynleri obez olan çocukların obez olma riski yaşıtlarına göre daha fazla.. Tek ebeveyn obez ise risk yaklaşık yüzde 50, her iki ebevyn obez ise risk yüzde 45 oranında artıyor. Genetik faktörler çok önemli. Çünkü obezite aslında bir poligenik hastalık. Ancak bu genler kilo almaya eğilimli faktörlere maruz kalanlarda kilo alma riskini artırmıyor ve direkt olarak kilo artışına neden olmuyorlar. Çocuklar için yeme genellikle sosyal bir durumdur ve çocuğun çevresi onlar için bir rol model oluşturur. Çocuklar öncelikle ailelerinin, akranlarının, öğretmenlerinin yediği yemeklere eğilimlidir ve onların davranışlarından etkilenir. Enerji değeri yüksek besinleri severler ve aç olmasalar bile abur cubur tarzı aşırı tuzlu gıdalar önlerine sunulduğunda “Hayır” demezler. Bu örnekler çoğaltılabilir… O nedenle, anne-baba obezse önce kendi beslenme alışkanlıklarını gözden geçirip sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmeli ve çocuklarını çok yedirmekten ziyade sağlıklı beslenme düzeni ile büyütmelidirler.
Çocuklarının yaşıtlarına göre kilolu olduğunu fark eden anne ve babalar ne yapmalılar?
Öncelikle sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli fiziksel aktivite olmak üzere çocuklarının yaşam şeklini düzeltmeleri gerekir. Aileler sosyo-ekonomik durumları çerçevesinde besin hazırlama ve pişirme yöntemlerini gözden geçirmelidirler. Benzer şekilde uyguladıkları beslenme biçimlerini, çocuklarının harcamalarını hangi gıdalar için yaptığını, düzenli sportif ve sosyo-kültürel aktivitelerini de değerlendirmeliler. Çocuk hekimi ve diyetisyen yardımı hatta çoğu zaman bir psikolog desteği de mutlaka alınmalıdır. Ancak her çocuk bireysel olarak ele alınmalı, yaklaşım stratejisi doğru tespit edilmeli ve hedefler gerçekçi olarak belirlenmelidir. Psikolojik yaklaşımda, yeme tutumlarını değiştirmeye yönelik davranış tedavisi esastır.
Çocukluk dönemi aynı zamanda gelişim dönemi.... Bu süreçte diyet yapılması doğru mu? Nelere özellikle dikkat etmek gerekiyor?
Aslında konuyu toplumda algılandığı şekilde zayıflamak amaçlı kullanılan terim yani ‘diyet’ olarak değerlendirmemek gerekir, buna “sağlıklı beslenme” diyelim. Büyüme ve gelişmenin olduğu çocukluk dönemi ve sonrasında yaşam boyu sürecek beslenme düzeni ve daha doğrusu kültürü edinmek çok önemli. Aslında bulunduğumuz coğrafya, yani Anadolu, sağlıklı mutfak kültürünün yüzyıllar boyu oluşup nesilden nesile aktarıldığı en zengin bölgelerden biridir. Ancak son yıllarda bu kültürün giderek bozulduğunu ve beraberinde başta obezite olmak üzere beslenmeyle ilgili birçok hastalığın artış gösterdiğini görmekteyiz. Beslenme alışkanlıkları ülkeler ve farklı coğrafyalar arasında değişiklikler gösterebilir. Çocukluk döneminde artan enerji ve besin öğelerinin karşılanabilmesi için tüketilmesi gereken besinlerin iyi kalitede, doğal ve yeterli miktarda alınması önem taşır.
Bazı çocuklar iştahsızken bazıları ise çok iştahlı oluyor. Toplumumuzdaki “yemek yiyen çocuğu övme, takdir etme” eğiliminin çocuklarda obezite riskini artırdığını söyleyebilir miyiz?
Beslenme-besleme sorunları bebeklik ve çocukluk çağında sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biri. Her ne kadar bu bebekler aileleri tarafından iştahsız olarak tanımlansa da, iştah, yeme davranışını belirleyen faktörlerden sadece bir tanesidir. Yeme davranışı iştahın dışında haz, çocuğun gelişim özellikleri, ebeveyn-çocuk ilişkisi, sosyo-kültürel faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkar. O nedenle aşırı yemeyi adeta bir ödül aracı olarak kullanmak sadece obezite açısından değil ruhsal ve organik birçok hastalığa yol açması nedeniyle de uygun değildir.
Çocuklarda beslenme hataları en çok nerede yapılıyor?
Çocukluk dönemindeki beslenme alışkanlıklarının, yetişkin dönemdeki beslenme modeli üzerinde önemli bir etkisi var. Bu çocuklar zorlanmadan, uygun miktarda, yeterince enerji, protein, mineral ve vitamin içeriğini karşılayacak kalitede, abur cubur tarzı olmayan, mümkün olduğu kadar günlük, evde uygun pişirme yöntemleri ile hazırlanmış paketli gıdalardan uzak değişik yemek çeşitlerine alıştırılmalı, böylece ileri yaşlara uzanan doğru beslenme alışkanlığı edinilmesine çalışılmalıdır.
Bir de işin hareketsizlik boyutu var elbette. Bu konuda ailelere neler önerirsiniz?
Fiziksel aktivite tek başına olmasa bile, sağlıklı beslenme ile birlikte yaşam tarzının parçası olarak uygulandığında hem çocuklarda hem de erişkinlerde obezitenin önlenmesinde ve tedavisinde esas yaklaşımdır. Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra tüm dünya, ilerleyen yıllarla birlikte gittikçe artan oranda hareketsiz hale gelmektedir. Günümüzde küçük yaşlardan itibaren çocuklar özellikle elektronik medya (televizyon, tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar, oyun konsolları) bağımlısı olma yolundadır. Eski yıllarda olduğu gibi çocuklar ev dışında akranlarıyla birebir oynama fırsatı bulamayabiliyorlar. Oysaki aileler çocuklarını birebir oyunlara, sportif aktivitelere yönlendirmeli, mümkün olduğu kadarıyla, özellikle 2 yaşına kadar ekrandan uzak tutmalıdırlar. İki yaşından sonra da ekran karşısında geçirilecek süre sınırlı tutulmalıdır.
Yoğurt tüketimi çocuklarda obeziteyi önlüyor mu?
Yoğurt, sayısız olumlu etkileri yanında bağışıklık sistemini güçlendirmesi, bebeklerde ishal ve alerji riskini azaltıp aynı zamanda sindirimi kolaylaştırmasının yanında içerdiği probiyotikler sayesinde obeziteyi engelleme açısından sofraların vazgeçilmezi olmalıdır. Ayrıca ayran, peynir, yoğurt, bir yaşından sonra benzer etkiyle kefir her yaş grubunda sağlıklı beslenmede, obezitenin önlenmesinde ve tedavisinde çok yararlıdır.
“İnternette her okuduğunuza inanmayın”
Günümüzde internet gibi iletişim araçlarının beslenme konusunda yaygın kullanımı söz konusu. İnternet kanunları bulunmadığı için çok fazla bilgi kirliliği var. Aileler bebek ve çocuk beslenmesi konusunda internetten gördükleri bazı yanlış bilgileri sıklıkla uyguluyorlar. Bu konuda ailelerin; “internette okuduklarını, hekimlerine yorumlatma”ları yerine hekimlerinin önerileri doğrultusunda hareket etmelerinin daha yararlı olacağı görüşündeyim…