DOĞRU NEFES'LE GELEN SAĞLIK

Doğru nefes’le gelen sağlık...

DERİN BİR NEFES ALIN... BIRAKIN CİĞERLERİNİZE DOLAN HAVA DİYAFRAMINIZA DEK ULAŞSIN VE ORADAN OKSİJENE İHTİYAÇ DUYAN HER BİR HÜCRENİZE DOĞRU YOLA KOYULSUN... DENEDİNİZ VE NEFESİNİZİN SADECE CİĞERLERİNİZDE KALDIĞINI MI GÖRDÜNÜZ? YALNIZ DEĞİLSİNİZ; ÇOĞUMUZ DAHA BEBEKKEN ÇOK İYİ BİLDİĞİMİZ DOĞRU NEFESİ UNUTMUŞ DURUMDAYIZ...

Nefesin sağlığımız için ne kadar gerekli olduğunu bilmeyenimiz var mı? Nefes durduğunda hayat da duruyor. Bütün organlarımız nefesimiz sayesinde vücudumuza aldığımız oksijenle çalışıyor. Hayatın kaynağı, dünyaya geldiğimiz andan beri vazgeçilmezimiz olan nefesimiz, ona karşı geliştirdiğimiz alışkanlık ve yüklediğimiz “rutin” algısı sebebiyle üzerinde düşünmediğimiz bir hazine... Ta ki nefesimizi kısacık da olsa kaybettiğimiz o zamana kadar. Mesela denize daldığımızda, olmasını istemeyiz ama nefes borumuza bir şey kaçtığında ya da hasta olup burnumuz tıkandığında... İşte o vakit kıymetini daha iyi anlıyor ve derin derin “nefes” alıp vermeye başlıyoruz...
Şimdiye kadar Transformal Nefes Tekniği hakkında çeşitli bilgiler okumuş, duymuş olabilirsiniz. Ama Duygu Keçecioğlu ile yaptığımız bu röportaj sonunda biz bunu deneyimledik ve doğrusu çok etkilendik. Duygu Hanım’ın verdiği önemli bilgiler, bizim deneyimlerimizle birlikte bu yazıda...

Hepimiz uyuyan bir bebeği izlemeye bayılırız. Mışıl mışıl uyuması, şişip inen karnı, iki yana düşmüş kolları... En doğru ve en ideal nefesi bebeklerin aldığı söyleniyor, peki sonradan ne oluyor da henüz bir bebekken en iyi bildiğimiz şeyi unutup yanlış nefes almaya başlıyoruz?

Mükemmel bir diyafram nefesi ile dünyaya geliyoruz. Fakat bir bebek büyümeye başladığında, anılarını hatırlamaya da başlıyor. Bir başka deyişle, korku ve endişe biriktirme sürecine adım atıyor. Korktuğumuzda, endişelendiğimizde nefesimizi tutuyoruz. Büyüdükçe bu nefes tutmaların sıklığı da artıyor ve sonunda kısıtlı bir nefes alma alışkanlığına sahip oluyor ve nefes sistemimizde blokajlar oluşturuyoruz. Yaşadığımız fiziksel ve psikolojik hastalıklar da nefes kapasitemizde maalesef kalıcı problemler yaratabiliyor.

Transformal Nefes Tekniği nedir; nasıl bir çalışma gerektiriyor?

Transformal Nefes; nefes sistemindeki blokajlarda açılım sağlayarak oksijenin vücutta kesintisiz dolaşımını sağlayan en etkili nefes tekniği olarak biliniyor. Bu teknik Amerika’da ve Avrupa’da 30 yılı aşkın bir süredir güvenle uygulanıyor. Doğru nefes için diyafram kullanımı şart. Oysa birçok kişi sadece üst solunum yoluyla nefes alıp verir ve ciğerlerinin kapasitesinin çok altında nefes alır. Burada korku, endişe, heyecan, stres, yarış gibi anlarda eklenen yükle birlikte ciğerlerdeki havanın sadece yüzde 10’u kullanılır. Bu anları sık yaşıyorsanız, bir süre sonra bu durum nefes alma alışkanlığınız haline gelir. Transformal Nefes seanslarında nefes sürekli diyaframa doğru yönlendirilir. Nefes terapisti, seans süresince kişinin bağlantılı ve derin diyafram nefesi almasını sağlarken diyaframatik nefesle birlikte vücut haritası, tonlama, kundalini, olumlama teknikleri gibi destekleyici yöntemleri uygular. Bu şekilde diyaframla ilgili bir farkındalık geliştirilir ve aynı zamanda nefes sistemindeki negatif blokajlar açılır. Fiziksel ve psikolojik blokajlar ve kısıtlı nefes alışkanlığının Transformal Nefes çalışmalarıyla aşılmasıyla da kişi bebekliğinde olduğu gibi farkında bile olmadan günlük yaşamında diyaframını kullanarak nefes almaya başlar. Stresli anlarda diyafram nefesini kullanan kişi problemlere karşı bedensel ve zihinsel olarak çok daha sağlıklı ve dengeli kalır. Bu şekilde fiziksel faydanın yanı sıra yaşama karşı çok daha rahat ve güvenli bir duruş sergilemesi mümkün hale gelir.

Birkaç hafta önce çok hasta ve halsizdim, doktorum bu duruma burnumdaki tıkanıklığın sebep olduğunu söyledi. Vücuduma yeterince oksijen alamadığımda sistem zorlanmaya başlamıştı. Bu bilgiden yola çıkarak, Transformal Nefes’in sağlıkla bir ilişkisi olup olmadığını sormak istiyorum...

Evet var, fakat bunları anlatmadan önce herkese bir uyarıda bulunmak istiyorum. Transformal Nefes terapistleri, hiçbir zaman kişilerin hastalıklarında teşhise ve tedaviye yönelik bir yaklaşım içinde olmazlar. Danışanlarımızın rahatsızlıkları ile ilgili olarak öncelikle doktorlarına danışmaları ve tedavi süreçlerini devam ettirmeleri gerekir. Transformal Nefes seansları sırasında bedenin en doğru nefes alma şekline dönmesi sayesinde beden alması gereken oksijeni tam bir şekilde almaya başlar. Bu da kişilerin tedavi süreçlerini mükemmel bir şekilde destekler. Doktorlar da bu konuda nefes egzersizlerini destekler ve tavsiye eder. (Elbette siz kendi doktorunuza da danışın; ki danışmışsınız…). Tıpta “anaerobik hastalıklar” adı altında 50’ye yakın bir “hastalık grubu” var. Anaerobik, “oksijensiz” demek ve bu hastalıklar ancak hücrede yeterli miktarda oksijen olmaması durumunda oluşabiliyor. Kanser bile bu anaerobik hastalıklardan biri. Alerjiler ve psikosomatik hastalıklar da anaerobik grubundadır. Dolayısıyla bedenin yeterli oksijeni almasında bu hastalıklardan korunma ve rahatsızlık varsa iyileşme sürecinde çok kilit bir görev üstleniyor. Benim Nefes Terapisi eğitimi almamın sebebi, uzun yıllar kurtulamadığım migren ağrılarımdan bu yolla kurtulmamdı. Üstelik guatr ile ilgili bir hastalığıma da iyi geldi; ilaç kullanmayı bıraktım doktorumun onayıyla... Doğru nefesin sağlıkla olan ilişkisini gösteren bilimsel birçok araştırma var. Bu konuda yazılan makaleleri internet sitemde detaylarıyla paylaşıyorum ama nefesin vücudumuz için ne anlam ifade ettiğini ve bunu hakkıyla yaptığımızda sağlığımız üzerinde nasıl bir etki yaratacağını anlamak için sadece şu temel bilgileri vermek bile yeterli:

Transformal Nefes ruhsal problemlere nasıl etki ediyor?

Nefesin fizik bedenimize faydalarını anlamak, anlatmak, ölçümlemek çok daha kolay. Tıp bilimi de oksijenin bu yöndeki faydalarını onaylıyor. Ruh halimize olan olumlu etkilerini ancak enerji bedenimizde oluşan birtakım değişimlerle ortaya çıktığında açıklayabiliyoruz. Metafizik kurallarına göre pozitif bir enerji titreşimi, negatif düşük frekanslı bir enerji titreşimi ile karşılaştığında negatif enerji pozitifin seviyesine doğru yükselmeye başlıyor. Nefes seansları sırasında enerji bedenimizde oluşan güçlü pozitif enerji titreşimi hücre hafızamızda kayıtlı negatif enerji kalıplarını yükselterek dönüştürülmesini sağlıyor. Yaşamımız boyunca tatsız birçok deneyim yaşıyoruz. Olaylar geçip gitseler de negatif duyguları içimizde taşımaya devam ediyoruz. Bunlar pozitif enerji titreşimi sayesinde yükseldiklerinde zaten adım atmak, bakış açılarımızı değiştirmek, umutlu ve keyifli olmak çok kolay.

Çocuklarda da Transformal Nefes seansları uygulanabiliyor mu?

7-8 yaşından itibaren çocuklara nefes seansı yapabiliyoruz. Onların nefes sistemleri çok daha iyi durumda oluyor ve mevcut blokajlar çok daha kolay bir şekilde çözümleniyor. Çocuklarda hiperaktivite, uyum sorunları, dikkat bozukluğu, motivasyon eksikliği, sınav stresi ve aşırı heyecan gibi birçok problemin aşılmasında Transformal Nefes Tekniği uygulanabilmekte. Nefesi açılıp düzenlenen çocuk, belli bir konu üzerine ilgi oluşturabilmeyi ve dikkatini yoğunlaştırabilmeyi öğreniyor. Olaylar karşısında daha olgun hareket edip, sakinliğini koruyabiliyor.

Çocukların nefeslerini anne-babalar nasıl takip etmeli? Bu konuda önerileriniz var mı?

Anne ve babalar çocuklarının özellikle huzursuz, gergin olduğu zamanlarda nefeslerini izleyebilirler. Çoğu ebeveyn biraz dikkat ettiğinde öfkeli durumlarda çocuklarının nefeslerini tuttuğunu ya da çok sık ve hızlı nefes aldığını gözlemleyebilir. Böyle zamanlarda, anne-babalara içinde bulundukları duruma kısa bir ara verip çocuklarına “Haydi önce sakin ve derin birkaç nefes alalım’’ demelerini tavsiye ediyorum. Sadece 3-4 bağlantılı derin nefes çocuğun aynı duruma çok daha yapıcı ve sakin bir şekilde dönebilmesine yardımcı olacaktır. Günlük 100 bağlantılı nefes egzersizini çocukları ile birlikte bir yaşam alışkanlığı haline getirmiş pek çok danışanım var. Birlikte nefes almak kişiler arasındaki görünmez enerjetik bağları da senkronize eden mükemmel bir araçtır. Ağlayan bebekleri de göğsümüze yatırıp bir süre sakin ve bağlantılı nefes aldığımızda kısa bir sürede bebeklerin sakinleştiklerini görebiliriz.

Size gelsem ve bir seans uygulasak bunu öğrenebilir miyim ve bu tek seansta her şey değişir mi?

Yıllar boyunca kısıtlı nefes almışsanız, bunu hemen düzeltebilmeniz ve doğru nefesi bir anda uygulamaya başlayabilmeniz pek mümkün değildir. Bu sadece nefes için değil tüm alışkanlıklar için geçerlidir. Fakat ilk seansta diyafram nefesi farkındalığınız mutlaka artacaktır. İşteyken, evdeyken, araba kullanırken bile nefesiniz aklınıza gelecek ve “Şu anda doğru nefes almıyorum” diyeceksiniz. Bu tüm başlangıçların en önemli noktasıdır; farkına varmak, yanlışın farkında olmak... Nefesinizi tuttuğunuz anları çok daha rahat yakalayacaksınız. Nefes sistemindeki blokajlar her seansta biraz daha çözülür. İlk nefes seansından itibaren bedende artan oksijen miktarı ile birlikte uyku düzeninde ve enerji seviyesinde gelişmeler hissedilir. Devam eden seanslarda diyafram kullanımı belirgin bir şekilde artarken hücre hafızasındaki negatif enerji kalıplarının dönüşümü de eşzamanlı olarak gerçekleşir. Her kişinin nefes alışkanlığı ve nefes sistemindeki blokajlar birbirinden farklı olduğundan süreç kişiden kişiye değişmektedir. Güçlü nefes seansları ardından nefesi günlük yaşamın bir parçası haline getirmek, öğretilen egzersizleri uygulamak ve stresli anlarda nefese odaklanmak gibi yaşam alışkanlıkları nefes sistemini her geçen gün daha da rahatlatacaktır. Kişi özel seanslar ve grup seanslarına katılarak nefes çalışmaları yapabileceği gibi Transformal Nefes Tekniği’nin kurucusu Dr. Judith Kravitz’in katılımıyla düzenlenen 5,5 günlük Transformal Nefes Seminerleri’ne de katılabilir.

Evde başlamak ister misiniz?

Duygu Keçecioğlu, Transformal Nefes Tekniği’ne başlangıcın evde de yapılabileceğini söylüyor. Bunu nasıl gerçekleştireceğimizi sorduğumuzda ise bize şu yanıtı veriyor: “Dik ya da 45 derecelik bir pozisyonda, rahat bir şekilde otururken bir elimizi karnımıza, bir elimizi göğsümüze koyarak nefes alışımızı izlemeyi tavsiye edebilirim. Nefes aldığımızda karnımızın şişiyor, nefes verdiğimizde de ilk haline dönüyor olması gerekir. Bu çalışmayı bilinçli bir şekilde 3-4 dakika yapmak diyafram farkındalığı geliştirmek anlamında oldukça etkilidir. Karına doğru güçlü, derin bir nefes alıp kısa ve rahat bir şekilde bırakmak ve bunu 3-4 dakika boyunca yapmak güzel bir günlük egzersiz olacaktır. Nefes almadan ve vermeden önce beklememek ve nefes verirken nefesi üflemeden, ittirmeden vermek de önemlidir. Herhangi bir uzmanla belli bir süre çalışmadan ya da bu konuda bir seminer programına katılmadan daha uzun süreli nefes egzersizi yapmak çok da doğru değildir. Çünkü 3-4 dakika sonrasında kişi farkında bile olmadan eski nefes alışkanlığına dönebilir ve bu da yanlış alışkanlığı pekiştiren bir sonuç doğurabilir.”

Deneyimledik...

Anlatılanlar son derece etkileyici ama ne kadar gerçek? Röportajımız sırasında Duygu Hanım aklımdan geçen bu şüpheyi fark etmiş olacak ki, sonunda denemek isteyip istemediğimi sordu. Bu teklifini büyük bir merak duyarak kabul ettim. Stüdyodaki son derece konforlu mata uzandım. Tam bir karanlık için bana gösterdiği özel gözlüğümü taktım. Öncesinde, bana gösterdiği şekilde nefes alıp vermeye başladım. Ellerimde ve bacaklarımda oluşan hafif karıncalanmanın doğal olduğunu biliyordum. Her danışanda farklı tesirleri olacağını hatırlatarak, seans sırasında yaşadıklarımı ve sonrasında hissettiklerimi şöyle özetleyebilirim: