Pınar'la Yaşam Sağlıklı Yaşam ve Beslenme Dergisi Nisan 2019

ÇOCUĞUM BÜYÜYOR SOSYALLEŞME hakkımızı almasına müsaade etmeyeceğiz” diyerek çocuğun bu konudaki tu- tumunu şekillendirebilirsiniz. Mizaç özellikleri ise doğuştan gelir, çoğunlukla anne ve babadan geçmiştir ve değiştirilemez. Bazı çocuklar daha sakin ve daha içe dönüktür, bazıları haraketli ve dışa dönüktür. Kimi ağırkanlıdır, kiminin eli çabuktur. Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi... İçe dönük çocuktan dışa dönük olmasını isteyemezsiniz; tersi şekilde, dışa dönük çocuğa da “Sessiz biri ol” diyemezsiniz. Bunları karıştırmamak lazım. ÇOCUĞUMUN KAÇ ARKADAŞI OLMALI? Yine aileler için önemli bir konudan daha bahsedeceğim. Çünkü özellikle ilko- kulda aileler çocuklarının arkadaşlık ilişkilerini çok önemserler. Bizler 4-14 yaş arası çocuklara şunu sorarız: “Söyle bakalım, senin yakın arkadaşların kimler? Ama bak, en yakın arkadaşlarını soruyorum…” Bu sorunun üç yanıt tipi vardır. Birinci grup çocuk; “Hepsi benim arkadaşım, hepsiyle aram çok iyi, hepsi en yakın arkadaşım” der. İkinci grup; “Benim pek arkadaşım yok, ben kendim takı- lıyorum öyle…” diye yanıt verir. Üçüncü grup ise şöy- le der: “Ayşe ve Hasan benim en yakın arkadaşlarım. Biraz da belki Oya; eh hadi onu da sayayım, bazen saçımı çekiyor ama evet bir de Oya var…” İlk iki yanı- tı veren çocukların muhtemelen bir sorunu vardır ve kesin uzman desteği almaları gerekir. Üçüncü grup ise olması gerekendir. OKULA BAŞLAMAK ANA KUCAĞINDAN KOPMAK DEMEKTİR Okul dediğimiz kavram, dört yaş çocuk için anaokulu başlangıcı, altı yaş çocuk için ilkokul başlangıcıdır. Okula gitmek demek ana kucağından kopmak demektir. Düşünün şimdi, çocuk sabah kalkıyor, annesiyle ya da evde kim varsa onunla ekmek elden su gölden, keyifli, güvenli ve huzurlu bir hayat yaşıyor. Sonra bir gün çocuğa okulu gösterip diyorsunuz ki “Bak çocuğum, ben seni işte buraya bırakacağım, sonra da akşam gelip alacağım.” Çocuk şoka giriyor. Çocuk anlamaz ki akşamı, bırakıp sonra dönüp almayı… Bilmez ki saat nedir, dakika nedir… Çocuk için zaman nedir size söyleyeyim: “Gözümü açtım, kapadım, işte annem burada.” Zaman onun için budur. Anneden ve evden ayrılmak çocuk için bir yıkımdır. Bu yıkımın ne olduğunu önce anne ve babanın anlaması lazım. Bu yüzden önce haftada birkaç gün, birkaç saatlik oyun grupları ile okula başlanmalı. Sonra bu saatler azar azar artırılmalı. Böylece çocuk ilkokula geldiğinde artık okula başlamaktan, terk edilmekten korkmaz. Bu söylediklerim elbette ideal olandır. Bazı ülkelerde doğum izni üç yıl. Anne rahatça çocuğuyla ilgilenebiliyor. Babaların bazılarına bir yıl doğum izni veriliyor. Bunlar yoksa elbette ailenin işi daha zor. Yine de söz konusu çocuksa, o zorluk içinde bile yapılacaklar var… Zor deyip bırakmamak lazım. Evlat, bir insanın en değerli varlığıdır ve her koşulda mücadeleyi hak eder… 16 I PINAR’LA YAŞAM

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1