Spor yapmak isteyen çoğu kişinin karşılaştığı engeller ortak: İş ve ev hayatının spora vakit bırakmaması, yorgunluk, tek başına bir aktivitede bulunmak istememe ve belki de sporu eğlenceli bulmama… Hem eğlenmek hem de hareket edip fit bir vücuda kavuşmak ve bunu korumak ise dansla mümkün. Üstelik bu vesileyle yeni arkadaşlar edinmek de cabası…
Herkesin verecek bir beş kilosu var ve o beş kiloyu vermek için spor yapmak gerektiğini de herkes biliyor. Ama spor yapmak şüphesiz disiplin gerektiren bir eylem. Kimi zaman iş ve ev hayatının yoğunluğu spora günlük hayatta yer bırakmayabiliyor. Bazen buna zihin ve beden yorgunluğu da ekleniyor. Ya da canımız o sabah veya o akşam giyinip koşmayı ya da spor salonuna gitmeyi istemiyor. Bu engelleri yaşayan kişi sayısının ne kadar çok olduğunu, spor salonlarına kayıt yaptırıp da gitmeyi iki ay sonra bırakan üyelerin oranının yüzde 30’dan yüzde 60’lara kadar çıkmasından anlayabiliyoruz. Bir başka deyişle, spor yapmak isteyip bir türlü yapamıyorsanız üzülmeyin; yalnız değilsiniz...
Hareketi yaşama eğlenceyle dâhil etmek...
Vücudu formda tutmanın yolu sağlıklı beslenmeden ve düzenli egzersizden geçiyor. Egzersiz hem kalori yakımını artırıp zayıflamayı sağlıyor, hem de kasları güçlendirmesiyle birlikte sıkılaşmayı ve fit bir görünümü beraberinde getiriyor. Dans etmek, vücudumuzu çalıştıran kardiyovasküler bir egzersiz aslında. Dans sırasında kol, bacak, sırt ve karın kaslarımız yoğun olarak çalışıyor, sürekli hareketle birlikte kalori yakımımız da artıyor. Sadece bu kadar da değil; yapılan araştırmalar gösteriyor ki dans etmek kişiye gelişmiş bir denge sağlıyor, düşünme kapasitesini artırıyor ve bellekte iyileşmeyle birlikte kilo kaybına da yardımcı oluyor. Üstelik dans etmek, müziğin gücünü de kullanmasıyla kişiyi stresten arındırıyor.
Size uygun bir dans mutlaka vardır. Latin dansları olan samba, cha cha, rumba, paso doble ve jive karın ve basen bölgesini çalıştırmak isteyenler için ideal danslar. Latin dansları kalori yaktırdığı kadar kasları da esnekleştirmesi sebebiyle özellikle tercih edilebilir. Türkiye’de bizlere çok uzak olmayan oryantal danslar da yoğun olarak yine karın bölgesini çalıştırmak isteyenler için ideal. Selülitle savaşmak ve bacakları çalıştırmak içinse flamenko yapmak mümkün. Bedenin, el ve kolların bacaklarla birlikte uyumlu bir şekilde hareketine dayanan bu dans kasları çalıştırdığı gibi dengeyi de artıran bir egzersiz aynı zamanda. Bütün bu danslara kendinizi uzak hissediyorsanız ve eş bulmanız gerektiği için vazgeçiyorsanız o zaman da yöresel danslar tam size göre. “Horonterapi” kavramını daha önce hiç duydunuz mu? Bugün Başkent Hastanesi’nin İstanbul Üsküdar’daki kliniğinde uygulanan, bir çeşit horon olarak da nitelendirebileceğimiz dansın eğitiminin verildiği kursta üyelerin sadece Karadeniz’in yöresel dansı olan horonla hareket ederek egzersiz yapması sağlanmıyor, katılımcıların aynı zamanda stresten arınarak mental olarak da rahatlamaları hedefleniyor. Anadolu halk oyunları da özellikle grup dansları olmaları, ritimle ve ekiple birlikte hareket edilmesi gerekliliği sebebiyle son derece eğlenceli ve bol kalori yaktıran danslar olarak öne çıkıyor. Üstelik bu dansları yapmak için evden çıkıyor, yepyeni insanlarla tanışıyor ve tıpkı bir çocuk gibi merakla, heyecanla öğrendiğiniz bu yeni dansı yaparken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyorsunuz.
Spor eğitmeni eşliğinde bir dans: Zumba
“Zumba”yı şimdiye kadar hiç değilse tatil beldelerinde bir kez olsun duymuş olmalısınız. Zumba, aletler ve makinelerle spor yapmayı sevmeyen kişilere göre düzenlenmiş bir fitness programı. Derslerde hangi kaslarınızın nasıl çalıştığını, hangi hareketi kaç kere tekrar etmeniz gerektiğini düşünmüyor, kendinizi eğitmene ve müziğin ritmine bırakıyor, sanki bir partideymiş gibi dans edip eğleniyorsunuz. Kolombiyalı fitness eğitmeni Beto Perez’in geliştirdiği bu egzersiz o kadar popüler hale geldi ki, geçtiğimiz yıl Amerika’nın bir numaralı fitness dersi seçildi. Eğlenerek formda kalmayı ve kilo verdirmeyi amaçlayan bir fitness programı olan zumba, aynı zamanda günlük yaşamın stresini atmak için ideal bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul’daki Depo Dans’ta zumba dersleri veren Spor Eğitmeni Gökçe Güngör, zumbayı “dinamik, heyecan verici, coşkulu ve kıpır kıpır müzikler eşliğinde, dans adımları kullanılarak yapılan Latin esintili dans-fitness dersi” olarak tanımlıyor. Her zumba dersinin bir parti tadında geçtiğini ve katılımcıların dersin nasıl bittiğini anlamadan hem kalori harcamış, hem dans adımlarını öğrenmiş, hem de eğlenmiş olduklarını söyleyen Güngör’e göre zayıflamak isteyen kişi haftada iki gün düzenli olarak zumba derslerine katılmalı. Bir derste 500 ila 1000 kalori harcandığını söyleyen Güngör, “Düzenli bir diyetle desteklenirse kısa sürede istenilen sonuçlar alınabilir. Bir öğrencim üç ayda sadece zumba yapıp yediklerine dikkat ederek istediği kiloyu verdi,” diyor. Zumba yapan kişilerin, eğitmenlerinin lisanslı olup olmadığına mutlaka dikkat etmesi gerekiyor. Tüm dünyadaki zumba eğitmenleri www.zumba.com’da listelenmiş durumda. Yani derse girmeden önce spor eğitmeninin bu konudaki yeterliliğini site üzerinden kontrol etmeniz mümkün.
“Latin dansları vücuttaki çeşitli kasları çalıştırdığı gibi size esneklik de katacaktır. Yöresel halk oyunları ise kalori yakmak ve eğlenceli vakit geçirmek için birebir. Spor eğitmeni eşliğinde, parti havasında dans etmek istiyorsanız, son zamanların popüler fitness programı zumbayı da tercih edebilirsiniz. Yeter ki isteyin; sizi eğlendirecek ve forma girmenizi sağlayacak bir dans mutlaka vardır.”
Zumba yapmak için 10 neden
- Saatte yaklaşık 1000 kalori yakıyorsunuz.
- Yoğun programınız arasında eğlenceli bir ‘kaçış’ oluyor.
- Zihniniz berraklaşıyor, stresten arınıyorsunuz.
- Yağlarınızı yaktığınız için sağlıklı kilo veriyorsunuz.
- Daha dayanıklı ve daha koordine oluyorsunuz.
- Kendinizi daha esnek ve daha hızlı hissediyorsunuz.
- Kalbiniz ve akciğeriniz güçleniyor.
- Kas geriliminiz azalıyor.
- Dans ettikçe kendinize güveniniz artıyor.
- Müzik ve hareket yaratıcı düşünmenizi kolaylaştırıyor.